1-7 Ağustos Dünya Emzirme Günü çerçevesinde kıymetli açıklamalarda bulunan Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Nalan Karabayır, doğumdan sonraki birinci 1 saat içinde emzirmenin başlatılması gerektiğini belirtti.
Karabayır, “Gebelikten itibaren bebeğin iki yaşına kadar olan periyot, büyüme ve gelişmenin en süratli olduğu ve bebeğin çevresel faktörlerden en fazla etkilendiği devirdir. Bebeklerin bu periyotta en uygun biçimde beslenmesi gerekmektedir. Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ) ve Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) başta olmak üzere çocuk sıhhati ile uğraşan bebeklerin birinci 6 ay yalnızca anne sütü ile beslenmesini, altıncı ayda uygun ve inançlı tamamlayıcı besinlere başlanarak emzirmenin en az 2 yaşına kadar sürdürülmesini önermektedir. Bu nedenle doğumdan çabucak sonra anne-bebek deri teması sağlanmalı ve birinci 1 saat içinde emzirme başlatılmalıdır” diye konuştu.
HAYATTA KALMA TALİHİ 6 KAT DAHA FAZLA!
Anne sütünün bebekler için ülkü besin, pak ve inançlı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karabayır, şunları kaydetti:
“Anne sütü büyüme ve gelişmenin sağlanması, sıhhatin korunması için gereken tüm güç, besin öğeleri ve çocukluk çağı hastalıklarından koruyan antikorlar ve canlı hücreler içerir. Anne sütü orta kulak iltihabı, ishal, üst ve alt teneffüs yolu enfeksiyonları, bakteriyemi, menenjit, idrar yolu enfeksiyonu üzere hastalıkları önler ya da hafif geçirilmesini sağlar. Erken devirde bebeğin kâfi kilo almasını sağlar ve beslenme bozukluğundan korur. Alerjik hastalıkların (astım, besin alerjisi, atopik dermatit gibi) daha geç yaşta ortaya çıkmasını ve daha hafif seyretmesini sağlar.
Dünya çapında, emzirme oranlarının artırılması ile 5 yaş altı çocuk vefatlarında yüzde 13 azalma olacağı, yıllık 820 bin çocuk vefatının önleneceği hesaplanmıştır. Anne sütü alan bebeklerin almayanlara nazaran hayatta kalma bahtı en az 6 kat daha yüksektir. Yakın vakitte yapılan bir çalışmaya nazaran anne sütü ile beslenen bebeklerde vefat oranı, anne sütü ile beslenmeyen bebeklere nazaran yüzde 33 daha azdır. Daha evvel yapılmış bir çalışmada ise anne sütü ile beslemeye başlama ile hayatın birinci yılında mevt sıklığının yüzde 19 ila 26 azalma saptanmıştır. Bu durum anne sütü ile beslenen bebeklerde ani bebek mevti nekrotizan enterokolit, ishal, zatürre, kulak enfeksiyonu üzere enfeksiyon hastalıkları ile alerji, diyabet, obezite üzere kronik hastalıkların daha az görülmesi ile bağlıdır.”
ANNEYİ DE BİRÇOK HASTALIKTAN KORUYOR
Yenidoğana anne sütü dışında hiçbir besinin verilmemesi gerektiğini tabir eden Prof. Dr. Karabayır, şöyle devam etti:
“Yenidoğana anne sütü dışında rastgele bir yiyecek ya da içecek verildiğinde anne sütünün gözetici tesiri düşer ve hastalıkların görülme riski artar. Bu nedenle gerekmedikçe bebeğe anne sütü dışında su dahil rastgele bir besin verilmemelidir. Anne sütü ile beslenen bebeklerin ruhsal, bedensel ve beyin gelişimleri daha yeterli olur. Bebeklerin zeka puanları yükselir, gelişimsel problemler daha az görülür. Ayrıyeten anne sütü ile beslenme otizm ve dikkat eksikliği gelişme riskini de azaltır. Emzirmenin anne için de pek çok yararı bilinir.
Emziren annede diyabet, yüksek tansiyon, kalp hastalığı, damar hastalıkları ile bilhassa göğüs ve yumurtalık kanseri başta olmak üzere kanser daha az görülür. Anne sütü hazırlık gerektirmez, hijyeniktir, bebek istediği anda hazırdır. Katkı unsuru içermez. Mama ölçme, sıcak su hazırlama, biberon temizlemeyi gerektirmez. Vakit kazandırır. Emzirmenin korunması, desteklenmesi ve teşvik edilmesi, etraf kirliliğini en aza indirerek gezegen ve insan sıhhatinin korunmasına da yardımcı olur. Sonuç olarak bebek vefatlarını azaltmanın en faal yollarında biri emzirme korunması, teşvik edilmesi ve desteklenmesidir.”
