‘Çözüm esaslı eğitim reformunda’

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

Son periyotta yaşanan tüm aksiliklere karşın herkesin sonuçlarını itimat duyarak kabullendiği sistem, elli yıllık bir eforun ve tecrübenin eseridir. 1964 yılında deneme olarak başlayan merkezi imtihan uygulaması, 1974’te Üniversitelerarası Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÜSYM) kurulmasını zarurî kılmıştır. 1982’de, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ismiyle Yükseköğretim Şurası bünyesine alınan kurum, Kurucu Lider Prof. Altan Günalp ve arkadaşlarının başarılı çalışmaları sonucunda toplumun itimadını kazanmıştır.Merkezi yerleştirme uzun yıllar iki evreli, iki farklı imtihan olarak uygulanırken 2018 yılından itibaren iki oturumlu tek imtihan olarak uygulanmıştır. Yükseköğretim Kurumları İmtihanı (YKS) ismi verilen imtihanın birinci oturumunda adaylara temel eğitim ve ortaokul bilgilerini kapsayan Temel Yeterlilik Testi (TYT) uygulanmaktadır. Geçmiş yıllardaki ÖSS’nin gibisi olan bu testin sözel kısmında adayların Türkçeyi ve toplumsal bilimlerdeki temel kavram ve unsurlarla düşünme hünerlerini saptamaya yönelik sorular yer almaktadır. Sayısal kısımda ise adayların matematiksel bağlardan yararlanma güçleri ile fen bilimlerindeki temel kavram ve unsurlarla düşünme maharetlerini ölçmeye yarayan sorular bulunmaktadır. İmtihanın ikinci oturumunda uygulanan Alan Yeterlilik Testi’nde (AYT) adayların lise bilgileri ölçülmektedir. Başka bir oturumda yapılan ve lisan alanını seçen adaylara uygulanan Lisan Testi’nde bu alanla ilgili sorular yer almaktadır.

MERKEZI SİSTEM HANGİ ALANLARDA BAŞARILI?

Yükseköğretime giriş imtihanlarının, başarılı öğrenciyi seçmede güvenilir olduğunu gösteren birçok veri 

bulunmaktadır. Bizce merkezi sistemin başarılı olduğu bir alan da, “adil” oluşuyla ilgilidir. 50 yıldan beri uygulanan merkezi sistem, 2000’li yıllara kadarki uygulamalarıyla toplumun itimadını kazanmış ve 12 Eylül askeri idaresi dahil, uzun yıllar hiç bir güç bu inancı ve adaleti bozamamıştır. Beğenilen bir üniversiteye o üniversite rektörünün ya da etkili bir siyasetçinin çocuğu giremezken bir personel çocuğunun girebilmesi, bu güven ve adalet hissinin kaynağı olmuştur. Son yıllarda yaşanan bazı olaylar, bir terör örgütü tarafından soruların çalınması ve liyakatsiz kişilerin aktif misyonlara atanması bu güveni gölgelemişse de ÖSYM’nin bu niteliğini hala koruduğuna inanılmaktadır.Üniversite giriş sınavlarının yalnız çoktan seçmeli sorulardan oluşmasından kaynaklanan bazı olumsuzlukları da vardır. Bunlardan en değerlisi adayların yazı yazma, yaratıcılık, yenilik ve hayal gücü gibi becerileri ölçememesi, dolayısıyla üniversite öncesi eğitimi “sınava odaklı” hale getirmesidir. Bu olumsuzlukların giderilmesi, uzun soluklu çalışmayı ve kararlılığı gerektirmektedir.

SINAVSIZ ÜNIVERSİTE MÜMKÜN MÜ? 

Merkezi sistemin uygulandığı 1974’ten beri yapılan iki düzenleme, gerek sistemin özünde gerekse Türk eğitim sisteminde olumsuz yansımalara yol açmıştır. Bunlardan biri, 1999’da sınavın ikinci etabının kaldırılarak yalnız birinci etap sonuçlarıyla öğrenci alınmasıdır. Bu uygulama, eğitime verdiği büyük hasar nedeniyle 2006’da kaldırılmıştır. İkincisi, geçtiğimiz yıl baraj puanı uygulamasının kaldırılmasıdır. Dört işlem bilmeyenlerin üniversitelere yerleşmesine imkân veren bu düzenlemenin vereceği ziyan ilkinden daha da büyük olacaktır.Şimdi de kulağa güzel gelen “Sınavsız üniversite” söylemi gündeme getirilmiştir. Vakit zaman dillendirilen bu teklifin gerisinde, yükseköğretime geçişin, ortaöğretim başarı puanıyla ya da üniversitelerin kendi bünyelerinde yapacakları sınavlarla gerçekleştirileceği düşünceleri bulunmaktadır. Pekala, bu çözümler ne kadar gerçekçidir?

Ortaöğretim muvaffakiyet puanının ağırlıklı bileşeni, öğretmenlerin yıl içinde verdiği muvaffakiyet notlarından oluşmaktadır. Pekala, bu notlar ne kadar objektif ve muteberdir? Okullardaki işleyişi bilenler, buradaki sorunun öğretmene olan güvensizlikten kaynaklanmadığının farkındadır. Okul muvaffakiyetinin, hatta bir ildeki eğitim muvaffakiyetinin, öğrencilerin yükseköğretime giriş performansıyla ölçüldüğü şartlarda, öğretmen not vermede ne kadar objektif olabilir? Bizce itimat duyulmayan, öğretmenin verdiği not değil, vermek zorunda bırakıldığı nottur.

 HER KURUM KENDİ ÖĞRENCİSİNİ SEÇEMEZ Mİ? 

Yükseköğretime girişte üniversitelerin kendi öğrencilerini kendilerinin seçmesi bir başka çözüm yolu olarak gösterilmektedir. Böyle bir uygulamanın dünyada örnekleri bulunmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki bize model olabilecek muhakkak başlı ülkelerde, ortaöğretim sonrasında ciddi bir olgunluk ya da lise bitirme sınavı uygulaması bulunmakta ve ortaöğretim öncesinde etkili bir yönlendirme nedeniyle üniversiteler önünde çok bir yığılma yaşanmamaktadır. Ayrıca bu ülkelerde siyasalların üniversiteye müdahalesi kelam konusu değildir.

 Bu sorular cevaplanmalı:

Üniversitelerin kendi öğrencilerini kendilerinin seçeceği tartışılırken şu üç soruya yanıt bulunmalıdır:

-On binlerce hatta yüzbinlerce müracaatın olduğu fakültelerde objektif bir seçim nasıl başarılacak?

-Siyasi otoritenin üniversiteler üzerindeki tesirinin dorukta olduğu bir devirde hatırlı ve siyaseten güçlü kişilerden gelecek baskıya hangi üniversite ne kadar direnebilecek? 

Reklam Alanı

– Bugün uygulanan sistemde, yaşanan tüm aksiliklere, liyakatsiz bireylerin köşe başlarına yerleştirilmelerine karşın alt gelir grubundaki ailelerin çocukları çok itibarlı üniversitelere bile girebilmektedir. Getirilecek uygulamayla seçkin üniversiteler, seçkinlerin çocuklarının gidebilecekleri üniversiteler olmayacak mı? 

ÇÖZÜM NE? 

Üniversite giriş sınavları milyonlarca gencin geleceğini ve tüm eğitim sistemini etkileyen önemli bir tertiptir. İyi düşünülmeden, güzel tasarlanmadan ortaya konulan ve ayağı yere basmayan modellerle üniversiteye giriş sorunu çözülemez, 50 yılda elde edilen birikim ve tecrübe, daha düzgünü tasarlanmadan heba edilemez. Bu türlü bir teşebbüs eğitimde büyük kaosa yol açar. Tahlil; içinde lise bitirme imtihanlarının da bulunduğu, ortaöğretimde aktif bir yönlendirmenin yapıldığı, esaslı bir eğitim ıslahatı içinde aranmalıdır. Bu da liyakatli bir takımın ve konunun önemine inanan siyasi iradenin işbaşında olmasıyla sağlanabilir.

 

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Pellentesque mauris nisi, ornare quis ornare non, posuere at mauris. Vivamus gravida lectus libero, a dictum massa laoreet in. Nulla facilisi. Cras at justo elit. Duis vel augue nec tellus pretium semper. Duis in consequat lectus. In posuere iaculis dignissim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

betnano
betnano
betnano
betnano
betnano giriş
sekabet
sekabet giris
totobet giris
totobet
supertotobet
supertotobet giriş
gebze avukat
gebze avukat firmaları
casino oyunları
en güvenilir bahis siteleri
forex firmaları
radar fx
dyorex
betnano giriş
betnano giriş
betnano giriş
betnano giriş
vbet giriş
vbet giriş
ngsbahis giriş
ngsbahis giriş
golden bahis
golden bahis
betnano giriş
Giriş Yap

Kripto Rehbercisi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!