Kocaeli’de düzenlenen 12. Akupunktur ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi’ne katılan fitoterapi alanı tabibi Dr. Belkıs Yaşa,
“Geçmişten Günümüze Fitoterapi” bahisli sunum gerçekleştirdi. Fitoterapinin insan hayatındaki yerini ve kullanma hedefini anlatan Dr. Yaşa, Türkiye’nin aromatik bitki çeşitliliğindeki zenginliğinden bahsederek, yararlı bitki üzere zehirli bitkilerinde olduğunun altını çizdi.
“BİLİMSEL KAYITLARA NAZARAN TABİP BİTKİSEL REÇETEYİ HAZIRLAR”
Fitoterapinin kullanım maksadını anlatan Belkıs Yaşa, “Fitoterapi, tıbbi aromatik bitkilerin sıhhat emeliyle hastalıkların güzelleştirilmesinde yahut tedavisinde yardımcı olarak kullanılır. Yahut birtakım risk faktörlerin hastalıklara dönüşme sürecinde bireylere kendi şahsî özelliklerine uygun biçimde kişisel faktörler göz önünde tutularak kullanılmasıdır. Tıbbi aromatik bitkilerin kökleri, meyveleri, yaprakları, çiçekleri, farklı parçacıkları hastalıklarda kullanılabilir ancak bunları yaparken bilimsel kayıtlara nazaran doktor bitkisel reçeteyi hazırlar” diye konuştu.
“BAZI BİTKİLERİ ASLA KULLANMAYACAĞIMIZ BİREYLER VARDIR”
Tıbbi aromatik bitkiler manasında Türkiye’nin varlıklı kaynaklara sahip olduğunun altını çizen Belkıs Yaşa, “Anadolu medeniyeti fitoterapi tarihi açısından da çok varlıklı. Ülkemizde 12 bine yakın tıbbi aromatik bitki çeşitliliği var. Bu bitki çeşitliliğinin yaklaşık 3/1 de endemik bitkiler olarak geçmektedir. Biz tıbbi aromatik bitkileri integratif tıp modeliyle hastalarımıza uygun ölçülerde veriyoruz. Her bitki her hastalıkta kullanılmaz. Kimi bitkileri asla kullanmayacağımız şahıslar vardır. Bunların içerisinde bilhassa küçük yaş kümesi, hamile, emzirme periyodundaki bayanlar mutlaka dikkat etmesi gereken bireylerdir. Muhakkak kullanılmaması gereken zehirli bitkilerde vardır. Bu üzere prosedürler çok dikkat edilmesi gereken konulardır” biçiminde konuştu.
“DÜNYA POPÜLASYONUNUN YÜZDE 80’İ FİTOTERAPİ İLE TEDAVİ GÖRMEYE DEVAM EDİYOR”
İnsanların artık tıbbi aromatik bitki tedavisine yöneldiğini söyleyen Yaşa, “Dünyada tıbbi aromatik bitkilere yönelim arttı lakin dünya popülasyonunun esasen yüzde 75 ile 80 kısmı fitoterapi ile tedavi görmeye devam ediyor. Bilhassa Afrika ülkelerinde, Uzak Doğu’da bu uygulamalar esasen bulunmaktadır. Bu uygulamaların Batı’da da gündeme gelmesinin sebebi tedavilere ek arayışlar olmasından kaynaklanmaktadır. Bilhassa toplumda çok görülen kronik hastalıklar, diyabet, kalp hastalığı, kronik yorgunluk sendromu üzere birtakım hastalıkların görülme sıklığına paralel formda fitoterapi arayışları artmaktadır” sözlerini kullandı.
