Sisli bir gecede direktör Julie ile annesi Rosalind, Galler’de otel olarak işletilen bir malikâneye gelirler. Açılış sekansının grenli görsel referansından ve içeriğinden bu başlangıcı Daphné du Maurier’nin romanından Alfred Hitchcock’un sinemaya uyarladığı ruhsal tansiyon Rebecca’ya benzetebiliriz. Joanna Hogg’un The Eternal Daughter’ı (Sonsuz Sır/2022) 19. yüzyıl sonundaki gotik romanların, 1950-60’lardaki İngiliz sinemasının ünlü Hammer sinemaları akımının kalitesinde, tadında başlar. Malikânenin içine girdiğimizde Hogg, gözden ıraklığı, ıssızlığı, dik merdivenleri, hiçbir müşteri olmamasıyla Stanley Kubrick’in The Shining’ine bir selam gönderir. Ayrıyeten köşk ve bahçe Jack Clayton’nın Paklar (1962) isimli ruhsal tansiyonunu de anımsatır. Hogg böylelikle üç ustasına hürmette bulunarak sinemasına başlar. Uzun bir müddettir annesine ait bir sinema yapmak isteyen direktör, üretimci Martin Scorsese’nin önerisi Rudyard Kipling’in They hikayesinden çok etkilenerek Sonsuz Sır’ı çeker.
YOĞUN ATMOSFER
Parçalanmış anılar, kimlikler, ebeveyn-çocuk ilgisi, bellek, yas, ömür, memnunluk, pişmanlıkları tartışan, gölgeler, hayaletler, yankılar, uğultular, rüzgârın, kapı gıcırtılarının, karga-tilki seslerini içeren ağır atmosferli sinemada gerçeklerle düşler iç içe geçerler. Julie, savaş sırasında annesinin yaşadığı bu konağa onu bilhassa getirmiştir, hayatını, anılarını öğrenmek, doküman toplamak istiyordur. Rosalind’in ulaşılması sıkıntı bir geçmişi vardır. Julie annesine erişmeye, onunla irtibat kurmaya çalışır ancak annesinden çok The Shining’deki Overlook otelin siyahi şefine çok benzeyen aşçı Bill’le ağır bir dostluk kurar.
Yönetmen, anne-kız rolünü on yaşından beri tanıdığı, mezuniyet sineması Caprice’te (1968), Hatıra 1, Hatıra 2’de oynattığı ünlü oyuncu Tilda Swinton’a verdi… Julie-Rosalind rolünde Swinton uzman bir yorum sunuyor. Üretim dizaynları, grenli manzaralar, ağır sis katmanı, final jeneriği, seçilen göndermeler gotik roman ve sinema geleneğini yansıtırlar. Sonsuz Sır’da Tilda Swinton, Carly-Sophia Davies, Joseph Mydell, Crispin Buxton oynuyor.
İYİLİKLE BERBATLIĞIN SAVAŞI
The Conjuring (Korku Seansı) serisinin en çok şiddet içeren, en dehşetli kısmı The Nun 2 (Dehşetin Yüzü 2) gösterime girdi. Romanya’da geçen birinci kısımdan dört yıl sonra 1956’da iblis Valak Fransa’da bir rahibi yakarak öldürür. Valak’ı yenen cesaretli, inançlı, korkusuz rahibe Irene bu müthiş varlıkla yine karşı karşıya gelmek zorunda kalır. Direktör Michael Chaves, Francis Ford Coppola’nın Bram Stoker’s Dracula’sından (1992), HenriGeorges Clouzot’nun Diabolique’inden (Şeytan Ruhlu İnsanlar/ 1955), Fransız sokak fotoğrafçısı René Maltête’in 1940-60 tarihli fotoğraflarından etkilenerek korkugerilimini gerçekleştirdiğini belirtiyor. Bu çeşidi sevenlerin beğeneceği, manzara çalışması (özellikle mecmuaların sayfalarının uçuşması sekansı) ve imal dizaynları başarılı sinemada Taissa Farmiga, Jonas Bloquet, Storm Reid, Katelyn Rose Downey oynuyor. Final jeneriğini sonuna dek izleyin.