Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, göz kapağı düşüklüğü hakkında bilgiler aktardı. “Göz kapaklarının aralığı ekseriyetle 8-10 mm’dir. Bayan ve çocuklarda bu aralık, erkeklerden yaklaşık 2 mm daha geniş olabilir” diyen Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, “Göz kapağı düşüklüğü durumu tıpta ‘pitozis’ olarak isimlendirilir.
Göz kapağı düşüklüğü yalnızca bir estetik kusur olmaktan çok daha fazlasını söz eder; çeşitli hastalıkların belirtisi ya da işareti olabilir. Kişinin yalnızca estetik bir sorunu değil, görmeyi ve ruhsal durumu da etkiler” biçiminde konuştu.
“ALTTA YATAN ÖNEMLİ HASTALIKLAR DA BULUNABİLİR”
Göz kapağı düşüklüğünün hem çocuklarda hem de yetişkinlerde karşılaşabilecek bir durum olduğunu tabir eden Çağatay, “En yaygın görülen pitozis tipleri, çoklukla doğuştan gelen yahut kas zayıflığına bağlı olarak yaşla birlikte ortaya çıkan tiplerdir; lakin göz kapağı düşüklüğü, yalnızca estetik bir sorun değildir, altta yatan önemli hastalıklar da bulunabilir. Bu yüzden, emniyetli olmayan tedavileri tercih etmek yahut kolay bir estetik operasyona karar vermek yerine, öncelikle ayrıntılı bir inceleme yapılması gerektiğini unutmamalısınız” sözlerini kullandı.
Göz kapağı düşüklüğünün bilhassa sonradan meydana geliyorsa, yorgunlukla artıyorsa, üst bakış testi ve buz testi yapılabileceğini belirten Çağatay, “Bu testlerin sonucu ile de nörolojik araştırmalar, EMG ve antikor testleri yapılabilir; ayrıyeten göz kapağı düşüklüğü yalnızca estetik olarak değil kişinin görme fonksiyonlarını ve ruhsal durumunu da tesirler. Bu nedenle gerekli tedavilerin ihmal edilmemesi âlâ olur” diye aktardı.
GÖZ KAPAĞI DÜŞÜKLÜĞÜ MUAYENESİ NASIL GERÇEKLEŞTİRİLİR?
Her hasta için muayene sürecinin farklılık gösterebileceğin belirten Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, “Bazı hastalarımızda, şüphelenilen hastalıkların tespiti için ek olarak bir nöroloji uzmanı tarafından muayene, antikor analizleri, EMG, manyetik rezonans görüntüleme (MR) üzere incelmeler gerekebilir. Bununla birlikte, ayrıntılı bir göz muayenesi her vakit gereklidir. Şaşılık ya da göz tembelliği üzere durumlar varsa, bunların tahlili hayati değere sahiptir. Standart bir göz muayenesi sonrasında, göz kapağının ölçümleri ve göz kapağı kasının kuvvetinin belirlenmesi ve kaşların ve göz etrafını anatomik değerlendirmesi de büyük ehemmiyet taşır” diye belirtti.
PİTOZİS AMELİYATI NASIL GERÇEKLEŞTİRLİR?
Göz kapağı düşüklüğü ameliyatının hem görme kalitesini uygunlaştırmak hem de estetik dertleri gidermek için epey kritik bir süreç olduğunu belirten Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, ameliyatın kişinin ruhsal durumunu da olumlu istikamette etkileyeceğini söyledi.
Çağatay, “Göz kapağında düşme yahut sarkma durumu yavaşça besbelli olabileceği üzere, gözbebeğini büsbütün kapatacak derecede de olabilir. Ameliyat çoklukla düşük göz kapağı için en tesirli ve kalıcı tahlildir. Çocuklarda ameliyatı genel anestezi ile yetişkinlerde ise lokal anestezi altında gerçekleştirmekteyiz ve tek göz için ameliyat müddeti yaklaşık 20-40 dakika ortasında değişmektedir” dedi.
PİTOZİS AMELİYATI KALICI TAHLİL OLUR MU?
Mümkün olduğunca lokal anestezi altında gerçekleştirilen pitozis operasyonlarında, hastanın göz kapağı düzeyinin ameliyat mühletince daima olarak denetim edildiğini belirten Çağatay:
“Ameliyat sonunda, hastanın göz kapağı katiyetle kalkmış olur. Bu yaklaşımımla, başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Hastaların çoklukla iş hayatına dönme yahut toplumsal aktivitelere tekrar başlama süreçleri ortalama 5 ila 10 gün ortasında değişir. Ameliyatı takip eden 2-3 gün sonra hastalar; kitap okuma, televizyon izleme üzere aktivitelere ekseriyetle geri dönebilirler. Çok rahatsızlık hissi durumunda, vakit kaybetmeden hekiminizle irtibata geçmelisiniz.” formunda konuştu.
Ameliyat sonrasında göz kapakları büsbütün kapatılmadığını, bu nedenle hasta etrafını muhakkak bir derecede görebileceğini sötyleyen Çağatay,
“Bu durum, operasyonun aslında görme organını değil, göz kapaklarını maksat almasından kaynaklanır. Göz kapakları, dokusu hassas ve gevşek olan bir yapıya sahip olduğundan, operasyon sonrasında morluk ve şişlik görülmesi olağandır. Birinci 48 saat boyunca, operasyon bölgesine soğuk kompres uygulaması, mevcut şişliklerin ve morlukların azalmasına yardımcı olur.
Ayrıca, operasyon sonrası birinci 48 saatte şişlik ekseriyetle azamî düzeye ulaşır ve sonrasında yavaş yavaş azalmaya başlar. Operasyonun üzerinden iki gün geçtikten sonra, bölgedeki bantlar değiştirilir, hasta daha rahat bir duruma gelir ve genişletilmiş bir görüş alanı elde eder. Bu evreden itibaren hasta, günlük ömrüne yavaş yavaş dönmeye başlar” halinde konuştu.
