28 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı 2.tur seçimlerine sayılı günler kala İstanbul Sutangazi’deki Cebeci Camisi’nin imamı Murat Gündoğdu’nun cuma hutbesi sırasında silahlanma davetinin yapması büyük reaksiyon toplamıştı. Skandal davetin akabinde dini kümelerin Türkiye amaçları tekrar tartışma konusu oldu.
İlahiyatçı İhsan Eliaçık hem kelam konusu imam Gündoğdu’nun ‘silahlanma çağrısı’nı hem de dini kümelerin ve Erdoğan’ın Türkiye stratejisini Cumhuriyet TV’ye detaylarıyla anlattı.
“AKP’Yİ DESTEKLEYEN TARİKATLAR FECÎ PROPAGANDALAR YAPIYOR”
Hutbede silahlanma davetinde bulunan imamın hata işlediğinin altını çizen Eliaçık, kelamlarına şöyle başladı:
“İnsanlara seçimlerde silahlanma daveti yapmak açıkça halkı kime düşmanlığa tahrik, silahlı ve aksiyon ve şiddet daveti içermektedir. Bu nedenle bu vatandaş açıkça hata işlemiştir. Bu cins konuşmalar birçok yerden geliyor. AK Parti etraflarında bilhassa AK Parti’yi destekleyen kimi tarikatlar ve dini kümeler bu seçimleri kendileri için bir varlık yokluk problemi olarak görüyorlar ve bunu Erdoğan kaybederse Türkiye’de din eldeden gidecekmiş üzere gösteriyorlar. Korkunç propagandalar yaparak güya dine karşı bir savaş başlatılmış havası yaratmaya çalışıyorlar ve olayların gidişatından habersiz olan ve alternatif muhalif kaynaklara da pek ulaşma imkanları olmayan saf vatandaşlar bunlardan etkilenebiliyor. Bu tıp AK Parti’yi destekleyen dini kümeler içerisinde bu görüşte olanların olduğunu ben biliyorum. Lakin bunların sayısı fazla değildir. Bu imamın yapmış olduğu davet; AK Parti’ye oy veren ve rastgele bir tarikata, cemaate mensup olmayan, kendi ailesiyle birlikte dindar bir hayat sürmeye çalışan AK Partililerden reaksiyon görmüştür.”
“SİLAHLI HAREKET DAVETLERİ İSLAMA UYMAZ”
14 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde iktidarın hile yaptığını öne sürerek muhalefete ikazlarda bulunan Eliaçık, “28 Mayıs seçim devri giderek yaklaştıkça düzgünce bütün varlıklarını hiçbir ahlaki kural tanımadan ortaya koyarak ne kıymetine olursa olsun bu seçimleri almayı düşünüyorlar. Münasebetiyle bu çerçevede, eğer önümüzdeki 28 Mayıs günü muhalefet hileye göz açtırmazsa sonu 2019 İstanbul seçimlerindeki üzere olacak ve kaybedecekler. Fakat muhalefet hilenin nereden geldiğini şimdi hala çözemediyse o vakit birinci çeşitteki üzere istedikleri sonucu ilan etmiş olacaklar. Cami, vatandaşları birleştirme, onları kucaklaştırma ve birbirine sevdirme yeridir. Mescitten hiç silahlı hareket daveti yapılır mı? Şayet Türkiye 1. Dünya Savaşı’ndaki üzere bir işgale uğrarsa, o vakit mescitte bir direniş daveti yapılabilir. Fakat artık bir seçim oluyor. Bu seçimde iktidar ve muhalefet partileri var. Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Münasebetiyle silahlı hareket daveti yapmak, İslam’a, dine muhakkak uymaz” tabirlerini kullandı.
“HÜDA-PAR ŞİMDİ GEÇMİŞİYLE YÜZLEŞMEDİ”
Eliaçık, AKP listelerinden 4 milletvekili ile meclise giren HÜDA PAR’ın terör örgütü Hizbullah ile kontaklı olduğu konuşulurken, geçmişte mescitleri “karargah” alanı olarak kullanan terör örgütünün şimdiki alanlarına ait de dikkat çeken bir yorumda bulundu. Eliaçık, “Hizbullah terör örgütünün geçmişte yapmış olduğu işler hepimizin malumudur. Orada o denli bir potansiyel var. Şu anki HÜDA PAR mensupları (geçmişte kendilerine Hizbullah deniyordu) şimdi geçmişiyle yüzleşmedi. Geçmişte yapılan hareketleri, açıkça reddedip lanetlemediler. O vakit ‘Hizbullah gömleğini çıkardık, biz artık farklı bir partiyiz, geriye dönmeyeceğiz, önümüze bakacağız’ da demiyorlar” dedi.
“ŞERİATIN UYGULANDIĞI DİNİ DİKTATÖRLÜK PERİYODU BAŞLAYABİLİR”
Önümüzdeki seçimlerin kritik kıymet taşımasının nedenlerini açıklayan Eliaçık, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Ben dini kümeleri tanıyorum. Mesela Erdoğan ailesini hanedanlık ilan edip Osmanoğulları Hanedanlığı’nın yerine Erdoğan Hanedanı’nın gelip memleketi bir islam devleti halinde görüp, ‘şeriat kurallarını uyguluyoruz’ diye bir dini şiddet ve diktatörlük devri başlayabilir. Laik, seküler, cumhuriyetçi çevreler güzelce sindirildiğinde ve akın akın memleketi terk ettiklerinde, ‘hepsine diz çöktürdük’ dedikleri anda bunu yapacaklardır, emin olunuz. Şu anda yapamazlar zira yüzde 50’yi geçemediler. Hileyle, oy çalmayla zar güç kendilerini yüze 49.50 gösterdiler. Aslında yenildiler, Türkiye’de var olan potansiyel mevcut iktidara ve Tayyip Erdoğan’a geçit vermedi. Onu istemeyenler şu anda çoğunlukta lakin ben gelecek için söylüyorum. İslam dünyasının şu anda bu çeşit dini oluşumlara karşı direndiği tek yer burası. Taliban Afganistan’ını, İran’ı görüyorsunuz, kendini kazandı ilan eden diktatör, otoriter idarelerle yönetim ediliyorlar. Türkiye de oraya yanlışsız kayıyor. O nedenle bu önümüzdeki seçim çok hayati.”
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ İSMİ FİİLEN DEVAM EDER”
Eliaçık, AKP’li cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘dini grupların’ planlarından haberdar olduğunu söyleyerek “Erdoğan ses etmeyecektir zira bu işine geliyor. Yani halife olacak yahut İslam dünyasının başkanı olabilecek ne kapasitesi var ne derinliği ne aklı ne de sıhhati var, hiçbiri yok fakat bir hanedanlık manzarası vermeye çalışıyor. İslam’ın içerisinden bir demokratik cumhuriyet perspektifinin çıkacağına inanmıyorlar. Erdoğan’ın dini başı: 70’li yılların muhafazakar, mukaddesatçı, sağcı genç başı. 70’li yılların ortaokul imamhatip seviyesinde bir dini şuuru var. Şayet bu proje olursa, fiilen olur. Türkiye Cumhuriyeti ismi 30 yıl daha devam eder. 30 yıl ismen, Anıtkabir’e, laikliğe, demokratik cumhuriyete dokunmazlar, ‘bizim bunlarla problemimiz yok’ derler ancak fiiliyatta saltanat, hanedanlık, dini yönetime geçilir. Şayet, ses edilmezse, çaba edilmezse, sağa tam pres yapılmazsa başa gelecek şey budur” seçimden sonraki 30 yıllık süreç için ihtarlarda bulundu.
“KAFASINDA BİR İSLAM DEVLETİ FİKRİ VAR”
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dair çarpıcı iddaialarda bulunan Eliaçık “Dini kümeleri tanıyorum, Tayyip Erdoğan da dini kümelerin içerisinden geliyor, onu da tanıyorum. Onun da başında bir İslam Devleti fikri var. Dini kümelerin ortaya çıkma sebebi bu aslında. Ona ben itiraz ettiğim için, ben de o dini kümelerin içinden gelen birisi olduğum için, 2003 yılında daha AK Parti iktidara geldiğinin 6. ayında ‘bu islam devleti fikri yanlıştır, Müslüman’ların yapması gereken şey adalet devletidir, demokratik cumhuriyettir’ diye yazdım, dine temellendirdim fakat benim görüşüm yaygınlaşmadı. Onlarınki iktidarda oldukları için doğruymuş üzere gelişti, ancak aklı başında olan herkes onları terk ediyor. Menfaatçiler, yolunu bulmaya çalışanlar, para peşinde koşanlar, cahiller, bu işlere başı basmayanlar kalıyor. Bu sevdanın geleceği yok” dedi.
“LAİK ÇEVRELER SUSTURULDUĞUNDA SALTANA DÖNECEKLERİ KESİNDİR”
Ülkeyi terk edenlere seslenen Eliaçık, kelamlarını şöyle noktaladı:
“Türkiye’deki laik çevreler, Atatürkçüler, sekülerler, uygunca suspus olduktan sonra, yeterlice azınlığa düştükten sonra bunları yapacakları katidir. Atatürk’ün yapmış olduğu ihtilalleri ortadan kaldıracakları, saltanata dönecekleri, hilafeti ilan edecekleri, Erdoğan ailesi üzere bir hanedanlık altında yaşayacağımız katidir. 30 yıl Anıtkabir’e gitmeye devam ederler, ‘laik, demokratik, hukuk devleti, Türkiye Cumhuriyeti’ der dururlar ancak fiiliyatta bunların hepsi kalkar. Bunun tek teminatı muhalif kamuoyunun aklını başına toplaması. ‘Ülkeyi terk ederiz, buradan çekip gideriz’ diyenleri sorumsuz beşerler olarak görüyorum. Biz neden gitmiyoruz? Şu anda ellerine fırsat geçse beni Taksim Meydanı’nda ‘dinden döndü’ asarlar.”
