Cumhuriyetin 100. yılında eğitim dalını geçmişten günümüze değerlendirdiğimizde nasıl bir değişim yaşadığını düşünüyorsunuz?
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren ülkemizde her alanda olduğu üzere eğitim alanında da büyük atılımlar yapılmış ve eğitimin çağdaşlaşması, Genç Cumhuriyetin yükselmesini sağlayacak jenerasyonlar yetiştirilmesi için seferberlik başlatılmıştır.
Atatürk Devrinden sonra eğitimde ihtilal niteliğinde pek fazla gelişme olmamış, aksine Cumhuriyetin en kıymetli eğitim kurumu olan Köy Enstitülerinin evvel içi boşaltılmış, daha sonra çeşitli münasebetlerle kapatılmışlardır. Her yeni gelen iktidar ıslahat ismi altında Ulusal Eğitim Siyasetini bir deneme tahtasına dönmüştür. Hala bu durum günümüzde de böyledir.
Özel Öğretim Kurumları ülkemizde öncelikli olarak vakıf okulları, özel yabancı okullar ve azınlık okulları, gereksinimi olan ve zeki çocuklar için hizmet vermişlerdir. Sonra 70’li yıllarda maharet kazandırma ve meslek kursları, akşam liseleri, 70’li yılların sonlarına hakikat dershaneler eğitim dalında faal rol oynamaya başlamışlardır. 90’lı yıllarda sayıları epey az olan özel okullar bölümde uzunluk göstermeye başlamışlardır. Bilhassa devlet okullarındaki öğrenci sayısının çok fazla olması, okullardaki paklık, kalite ve güvenlik üzere problemlerin giderek artması anne-babaların özel okullara olan ilgisini arttırmış, 2000’li yıllardan itibaren devletin teşviki ile özel okula sayısında patlama yaşanmasında neden olmuştur. Her geçen gün sayıları giderek artan özel okullar, velilere fizikî yapı ve donanım manasında epeyce konforlu ve varlıklı ortamlar sunma konusunda birbirleriyle yarış halindedirler. Lakin özel okullar Türk eğitim Sistemine bir yenilik ya da muvaffakiyet açısından bir katkı sunamamışlardır. Zira eğitimin kalitesi programın ve programı uygulayan öğretmenin zenginliği kadar zengindir.
100 yıllık seyahatte eğitim kesiminin en kıymetli değişimleri yaşadığı devirler hangileridir? Sizler bu değişime nasıl ayak uydurdunuz?
Türkiye’de eğitim bölümü, 100 yıllık bir müddet boyunca kıymetli değişimler yaşamıştır. 20. yüzyılın başlarında, birçok ülke eğitim sistemlerini yine yapılandırmaya başladı. Bu periyotta, daha fazla insanın eğitim alma hakkına sahip olması ve üniversal ilkokul eğitimi üzere ıslahatlar gerçekleştirildi. Yine yapılandırma hareketleriyle birlikte eğitim sistemi daha yaygın ve erişilebilir hale geldi.
Bilgisayar teknolojisinin yaygınlaşmasıyla birlikte eğitimde dijitalleşme ve bilgi teknolojileri kullanımı ehemmiyet kazandı. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bilgisayarlar, öğrenme malzemelerinin geliştirilmesi, eğitim programlarının uyarlanması ve çevrimiçi öğrenme imkânlarının artması üzere birçok alanda eğitimi dönüştürdü.
Son yüzyılda globalleşme süreci hızlanmış ve bağlantı teknolojilerindeki ilerlemeler sayesinde dünya daha temaslı hale gelmiştir. Milletlerarası öğrenci değişim programları, ortak araştırma projeleri ve çeşitli ülkeler ortasında eğitim siyasetlerinin paylaşılması üzere etkinlikler, globalleşmeyle birlikte eğitimde kıymetli bir değişimi tetiklemiştir.
Son periyotta ise, çevrimiçi ve uzaktan eğitim, eğitim bölümünde büyük bir değişimi beraberinde getirmiştir. İnternetin ve irtibat teknolojilerinin ilerlemesi, öğrencilere esneklik ve erişilebilirlik sağlamıştır. Artık öğrenciler, rastgele bir coğrafik pozisyondan bağımsız olarak çevrimiçi derslere katılabilir ve bilgiye daha kolay erişebilir hale gelmiştir.
Eğitim bölümündeki bu değişimler var olan bilginin öğretmenden çocuğa salt bir formda aktarılmasından fazla çocuğu, öğretmen rehberliğinde bilgiyi inşa eden faal bir birey olarak sürece dâhil olmasını sağlamıştır.
Küçük Şeyler Anaokulları, eğitim dalındaki değişimleri yakından takip ederek geliştirdiği eğitim modeli ile fark yaratmaya devam etmektedir.
Küçük Şeyler Anaokulları, proje yaklaşımından esinlenerek, Türkiye’de okul öncesi eğitim alanında hazırlanmış en özgün eğitim programını sunar. Geliştirdiğimiz “otonom sınıf modeli”, çocukların; kendi davranışlarının sorumluluğu aldıkları, karar verme sürecinde aktif oldukları sınıf ortamlarıdır. Çocuk, öğretmeninin rehberliğinde öğrenme sürecinin yapılandırıcısı, yürütücüsü ve değiştiricisidir.
Vizyonumuz, suflör kullanmadan yaşamayı öğrenen çocuklar yetiştirmek; topluma “çocuksu” bedelleri, insani kıymetleri sunmak ve yaygınlaştırmaktır. Bu doğrultuda misyonumuz, okul öncesi eğitim alanında sağlam saygın ve bilimsel temelli yüksek kalite standartlarına sahip bir seçenek oluşturmaktır.
Eğitim sürecimizde önemsediğimiz kavramlar şunlardır:
• Merak: Öğrenmek ve keşfetmenin temel şartı ve en temel gelişim muhtaçlığı olarak çocukta doğuştan gelen merakı sürdürmesini önemsiyoruz.
• Keşif: Merakın harekete geçirdiği keşfetme duygusu ile araştırmasına, duyularıyla harekete geçerek sorularının karşılıklarını aramasını teşvik ediyoruz.
• Tecrübe: Direkt, algıları ve etkinlikleriyle kazandığı bilginin maharet ve tavra dönüşmesine öncelik veriyoruz.
• Boyutsallık (Bilimsel Farkındalık): Öğrencilerimizin, akılcılığı ve olumlu bilim mantığını sistematik olarak kullanmasını sağlıyoruz. Prof. Dr. Üstün Dökmen tarafından dünyada birinci defa ortay konan bir yaklaşım
• Uygun İnsan Olma: Boyutsallık yaklaşımı içinde, öğrencilerimizin akılcı bir biçimde âlâ insan olmaya çalışmaları istikametinde farkındalık kazanmalarını ve yeterli insanın hisleriyle tanışmalarını teşvik ediyoruz.
Felsefemiz;
Suflör kullanmadan yaşamayı öğrenen çocuklar yetiştirmek
Kültürümüz ve ülkemizin eğitim sistemi, çocuklarımızı büyüme, gelişme ve eğitim sürecinde suflörlük yaparak yetiştirmeye yatkındır. Hatta bunda bazen o kadar ileri gideriz ki vakit zaman dayanamayıp çocuklarımızın yerine sahneye biz fırlarız. Suflör kullanmadan yaşamayı öğrenen çocuklarımızın, suflör kullanmayan önderler olarak ülkemize katkıda bulunacaklarına inanıyoruz.
*
Doğayla ve toplumla irtibat ve empati kurabilen çocuklar yetiştirmek
Doğayla ve toplumla ilgili, farkındalık seviyesi gelişmiş, topluma ve tabiata karşı sorumluluk hisseden çocuklar yaşanabilir bir etrafın ve çağdaş toplumun teminatıdır.
*
Çocukların içlerindeki yaşama sevincini, kendiliğindenliği ve yaratıcılığı tüm ömürlerine taşımalarını sağlamak
Okul öncesi devir bireyin yaşama şartsız bakabildiği, büyüme, gelişme, öğrenme ve yaşama sevincinin hissedildiği yaratıcılık ve kendiliğindenliğin en seviyede olduğu devirdir. Bu özelliklerin ömür uzunluğu sürmesi yeterli bir okul öncesi eğitimle muhtemeldir.
*
Çocuklarda ruhsal düğümler oluşmasını önlemek
“Psikolojik Düğümler” terimi psikolojide “bitmemiş işler” manasına gelir. Bireylerde görülen birçok ruhsal sorunun temelinde çocukluk devrindeki olumsuz yaşantı ve tecrübeler olduğu görülmektedir. Küçük Şeyler Akademisi’nde, varsa oluşan ruhsal düğümleri çözmeyi ve ruhsal düğümlerin oluşmasını önlemeyi temel bir unsur olarak benimsiyoruz.
*
Uyumlaşmış çocuklar yetiştirmek
Uyumlu olmak, tek taraflı olarak uymak manasına gelirken, uyumlaşma ise tıpkı selamlaşma üzere karşılıklı bir uğraş ve hareket gerektirir. Uyumlaşmada taraflar birbirlerini önemser ve uzlaşırlar.
*
Ailelere ve topluma “çocuksu” kıymetleri ve insani kıymetleri sunmak
Çocuklarda doğal kıymetler vardır: Dürüstlük, gerçekçilik, içtenlik, doğallık nedenlerini sorgulama, araştırma vb. Bu bedellerin korunmasını ve yetişkinlik periyotlarında de canlı kalmasını önemsiyoruz.
KÜÇÜK ŞEYLER ANAOKULLARI’NIN STANDARTLARI VE İŞLEYİŞİ:
“ÖNCE GÜVENLİK VE SAĞLIK”
Küçük Şeyler Anaokulları olarak, güvenliği en üst seviyede ele alarak hazırladığımız sınıf ortamlarımız, çocukların ve öğretmenlerin sıcak, olumlu etkileşim içinde oldukları, birbirlerinden ve birbirleriyle öğrendikleri hassas sınıf ortamlarıdır.
Alanında uzman eğitimciler tarafından dünyadaki gelişmeler takip edilerek hazırlanan bilimsel ve çağdaş bir program aracılığı ile çocuklarımızın öğrenme süreçlerini adım adım planlar, bu süreçte çocukların içinde bulundukları gelişim özelliklerini dikkate alarak potansiyel gelişim alanlarını hedefleyen tecrübe fırsatları hazırlarız.
Proje temelli öğrenme yaklaşımı ile her ay farklı bir tema ile Küçük Şeyler Anaokullarına has bir eğitim programı hazırlıyoruz. Her projede öğrenme süreçleri ilgi uyandırıcı bir soru ile başlar. Bahis ile ilgili kaynakları araştırma ve bilgi toplama yolları tecrübelenir. Bulunan bilgileri yaratıcı bir biçimde sentezlemeleri için kıymetlendirme çalışmaları yapılır. Proje sonunda, süreç boyunca edinilen tecrübeler ve toplanan bilgiler yaratıcı yollarla okul toplumu ve ailelerle paylaşılır.
Yarım gün İngilizce eğitim programı uyguluyoruz. Program, Küçük Şeyler Anaokullarına has olup, kendi okullarımız için özel olarak hazırlanan bir yabancı lisan eğitim programdır. İçerik Temelli Öğrenme Modeli (CLIL) ile hazırlanan bu program aracılığıyla hedeflenen kazanımlar öncelikle söz dağarcığının desteklenmesi ile başlar ve öğrencilerin maksat lisanda irtibat marifetlerini kazanabilmeleri, bilgiyi maksat lisanda aldıkları için, eleştirel fikrin gelişimini takviyeler taraftadır.
Üniversitelerin “Okul Öncesi Eğitimi Öğretmenliği” kısımlarından mezun öğretmenlerle çalışılır.
Tüm öğretmenlerimiz ağır bir merkezi eğitimle yeni periyoda hazırlanır. Akademik yıl içerisinde de dayanak eğitimleri devam eder.
“Öğrenen Öğretmen Topluluğu” oluşturmak ismine, yıl içerisinde aylık rutinlerde öğretmen toplantıları ve okuma çemberleri yapılır.
Öğretmenlerimizin okul ortamındaki aktiflikleri, öğretmen çocuk etkileşimleri, sınıf iklimleri ve öğrenme alanlarındaki faaliyetlerinin niteliğini online ve fizikî (sınıf içi-dışı) olarak gözlemlenir ve yapan geribildirimlerle öğrenme ortamları geliştirilir.
Okullarımız, eğitim uzmanlarımız tarafından geliştirilen Okul Geliştirme ve Akreditasyon Sistemi ile denetlenir.
