Cumhuriyetin 100. yılında eğitim dalını geçmişten günümüze değerlendirdiğimizde nasıl bir değişim yaşadığını düşünüyorsunuz?
Cumhuriyet periyodunun başında yani 100 yıllık serüvenin başlangıç noktası olan 1923 yılından çabucak sonra, 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitimde birlik sağlanmış ve eğitim kurumları Ulusal Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır. Bu kapsamda Cumhuriyetin birinci yıllarından itibaren özel okullarla ilgili önemli önlemler alınmış, bilhassa yabancılar tarafından açılan özel okulların da bu Kanun kararları gereği eğitim – öğretim programları, görevlendirilen işçi ve okuldaki çalışma asıllarının, eğitim birliği içinde hareket etmesi sağlanmıştır. Cumhuriyet Tarihi’nde açılan birinci Türk özel okulu, 1931 yılında eğitim hayatına başlayan Türk Eğitim Derneği Okuludur.
Özel okullar hakkında yapılan birinci yasal düzenlemeler, özünde birtakım müsaadeler içermekle birlikte önemli sınırlamalar da getirmiştir. Özel okulların kontrollü bir biçimde önünü açmak ve ülke geleceğine katkılarını sağlayacak bir ideoloji oluşturmak yerine özel okulculuğa müsaade verilmiş fakat devletin, milletin, öğrencinin, velinin ve çalışanları ön planda tutulması temel alınmıştır. Zira sıkı kontrol anlayışı tartıda idi. Ne yazık ki günümüze kadar da çok az değişime uğramıştır. Bu yaklaşım özel okulların eğitim sistemimiz içindeki gelişimini zorlaştırmıştır.
100 yıllık seyahatte eğitim bölümünün en değerli değişimleri yaşadığı devirler hangileridir? Sizler bu değişime nasıl ayak uydurdunuz?
1965 yılında yayınlanan Özel Öğretim Kurumları Kanununda değişiklik yapan 2843 Sayılı Kanun ve 3035 Sayılı Kanun, özel okullara vergi muafiyeti getirilmiş olması en dikkat alımlı konulardan biridir. Fakat vergi muafiyetinden daha değerli konu; Devrin Başbakanı Merhum Turgut Özal’ın yalnızca Kanun çıkarmakla kalmayıp, beyanlarında Devletin para harcayarak daha fazla Anadolu lisesi kurması yerine bu boşluğu özel okulların doldurması gerektiğini ve özel okulların uygun eğitim öğretim ile bu rekabeti sağlayacağını hissettirmiş olmasıdır.
Dolayısıyla özel okulların genel eğitimimize ve ülkemiz iktisadına sağlayacağı katkıların değeri, kamuoyunda özel okullarla ilgili olumlu algı oluşturmuştur.1985 yılından başlayarak 1992-93 ekonomik krizine kadar geçen müddet özel okulculuğun altın çağı olarak kabul edilebilir.
2000’li yıllarda özel dershanelerin, “okula dönüşmesi yahut kapatılması“ istikametindeki uygulama ile sağlıklı bir planlama yapılmadan okula dönüşen dershanelerin bir kısmı özel okul dalına güç katmış ise maalesef büyük kısmının okul ismi altında dershane üzere hizmet vermeye devam ettikleri tarafında pek çok şikâyetler alınmıştır.
2000’li yıllarda öğrenci velilerine yapılan mali dayanak sonucu, özel okul sayılarında ve özel okullardaki öğrenci sayılarında bir artış olduğunu da belirtmek gerekir.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına ‘nasıl bir insan’ yetiştirme maksadıyla yola çıktınız?
Dünyamızın her bölgesinde ve her alandaki değişim ve gelişmeler, eğitime yansımakta ve eğitimi etkilemektedir. Bu gelişmelerin dışında yahut ardında kalmamak birinci gayemizdir.
Dolayısıyla daima gelişim ve daima öğretimin devamı gerekir. Öğretimde ilerleme süreklilik arz eder. Öğretim bahisleri gereksinimlere nazaran değişmekte ve tartışmaya her vakit açıktır. Herkesin bu mevzudaki görüşlerinin kıymetli olduğunu kabul etmenin faydasına inanıyoruz.
Esas olanın yeterli insan, yeterli yurttaş yetiştirmek olduğu, kozmik pahaları de önemseyen, sorumluluk üstlenebilen, teşebbüsçü, akademik muvaffakiyet seviyesi yüksek, Cumhuriyet kıymetlerine bağlı, ulusal ve moral kıymetleri özümsemiş aydın insan yetiştirmeyi ana gaye olarak görmemiz gerektiği şuurundayız.
Bu amaçlara ulaşmak için neler yapıyorsunuz?
Cumhuriyetin 100 yılı başlangıcına baktığımızda; büyük bir savaştan çıkan, kaynakları tükenmiş, genç nüfusu az, üretim alanında ezaları olan, eğitim açısından önemli geliştirmelere gereksinim duyan “Genç Cumhuriyet” bugün tüm dahili ve harici müdahalelere karşın son derece başarılı bir noktaya ulaşmıştır.
Bu sonuç eğitime gönül vermiş olan bizlere güç ve azim kazandırmaktadır.
Günümüzde, okullarımız fiziki ve eğitim malzemeleri bakımından eksiklerini tamamlamışlardır. Dinamik yapıları, sınıflarındaki düşük öğrenci sayıları, yakaladıkları kalite ve yenilikleri yakinen takip etmeleri eğitim kalitesini her geçen daha da artırmaktadır.
Ülkemizin özel okullar ile son 50 yılda olduğu üzere önümüzdeki ikinci yüzyılda da lokomotif misyonu üstleneceği ve hedeflediğimiz muvaffakiyet noktasına ulaşacağımıza inanmaktayız. Lakin istek edilen amaçlara kısa vakitte ulaşılması için devletin sırtından yük alan bu kurumların yazgısıyla baş başa bırakılmaması, öğrenci velilerinin, ülke iktisadı koşulları dahilinde desteklenmesine muhtaçlık olduğunu da belirtmek isterim.
Temel eğitim ideolojiniz nedir?
Bilim insanları eğitimin; sürdürülebilir, istikrarlı ve prensipli, bedeller tarafından yönlendirilen, zekâyla desteklenen, yeni, her yerde bulunan teknolojilerin sağladığı öğrenme merkezli bir ekosistem içinde verilebileceğini belirtmektedir.
Sürdürülebilir dünya ve yeşil okullar olarak dünyayı ve tüm kaynakları süratle tüketmeye ve kirletmeye bir an evvel son vermeliyiz. Özel okullar olarak bu bahse uzunca bir müddettir eğitim programlarımızda yer veriyoruz. Her geçen gün okullarımızı “Yeşil Okullar” a dönüştürmeye çalışıyoruz. Çocuklarımıza gelecekte sağlıklı bir dünya bırakmak için çalışmaktayız.
Sürdürülebilir dünya ve yeşil okullar kavramlarla ilgili olarak, çocuklarımıza eğitimde fırsat eşitliği sağlamak gayesiyle özel okullar olarak fiyatsız öğrenciler okutmakta ve ayrıyeten burs verme imkânları ile bu bahiste üzerlerimize düşen vazifeleri yapmaya çalışmaktayız.
Öğrencilerin hangi kıymetleri içselleştirmiş olarak kurumlarınızdan mezun olmalarını amaçlıyorsunuz?
Neyi yahut hangi pahası içselleştirmiş olursak olalım, anahtar söz sürdürülebilirlik olmalıdır. Sanayi ve toplumla kontaklı, unsurlu, araştırma odaklı, etik bedelleri önemseyen, akademik bilgisini uygulamaya geçiren, ülkemizin sahip olduğu mirası kabul eden ve onu öteye taşıma uğraşı içinde olan, ekonomik yarar ile insanlığın faydasının dengelenmesi ve buna mahsus pahalar yaratmayı gerçekleştirmeye dönük maksatları olan mezun öğrencilerimiz olmasını amaçlıyoruz.
