Son araştırmalarda uzmanlar, uyuşturucu kullanım yaşının düştüğü konusunda ikazlarda bulunurken uyuşturucu satıcılarının son periyotta çocukları kullandığını öne sürdü. Cumhuriyet hususa ait isimli bilişim uzmanı ve emekli narkotik polisi İsa Altun ile konuştu.
SUÇA SÜRÜKLENDİLER
Uyuşturucuyla çaba konusunda çalışmalar yapan isimli bilişim uzmanı ve emekli narkotik polisi İsa Altun, “Narkotik Kabahatlerle Çaba Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan narkolog raporu ve Emniyet’in başka ilgili raporlarında 2020 yılında 15- 24 yaş ortası uyuşturucu oranı yüzde 73.6 oranında artmış. Tekrar 2021 yılında bu oran yüzde 73.7’ü buldu. En kıymetli raporlardan biri ise TÜİK’in 2021 verisinde 132 bin 943 çocuğun suça sürüklendiği belirtiliyor. Bu çocukların yüzde 5.1 uyuşturucu ve uyuşturucu husus bulundurmaktan yargılanıyor” dedi.
ÇÖZÜM SOKAKTA
Uyuşturucu satıcılarının çocukları kullandığını belirten Altun, kelamlarını şu halde sürdürdü:
“Çocukların ceza almayacaklarını bildikleri için kabahat çeteleri çocukları kullanıyor. Uyuşturucu satıcıları ve kullanıcılar toplumsal medya hesaplarında özel işaretler ve sayılar (Hint keneviri sembolü, 7/24, eros tanrıçası, şırınga, kaşık) üzere semboller ve emojiler kullanıyorlar. Bağımlılıkla çabada ‘sokak çalışması’ olmadan muvaffakiyet sağlamak mümkün değildir. Sokağın ruhunu teneffüs etmeden yapılan çalışmalar ve projelerin sağlıklı sonuçlar sağlaması düşünülemez. Uyuşturucu satıcıları daha çok genci etkilemek için gençler ortasında metamfetaminin ‘kişiye sonsuz güç, güç verdiği, memnunluk sunduğu, farklılık sağladığı, statü kazandırdığı, özgüvenini artırdığı’ üzere akla mantığa alışılmamış, saçma sapan ve bilimsel olmayan palavra ve tuzaklarla kandırıyorlar. Uyuşturucu satıcılarının amacında uzun yol sürücüleri de var. Uzun yola çıkan sürücüleri uykuyu baskılayan, uyanık ve canlı tutacak tek unsurun metamfetamin olduğu palavrasını söylüyorlar.”
Madde bağımlılığına başlama yaşı ülkemizde her geçen gün düşüyor’ diyen Altun, “Madde kullanımına bağlı olarak beyinde süreksiz hasar olabileceği üzere, kalıcı hasarlar da oluşabiliyor. Bağımlılıkla gayrette devletin bakış açısı ve toplumun algısı çok farklı. Bağımlı tedavisinde yalnızca hekim ve ilaç müdahalesi kâfi değildir. Psikososyal takviye sağlanmalıdır. Tedavide bağımlının da fikirleri ve görüşleri alınmalı, bedelli olduğu hissettirilmeli, birlikte yürümeli ve bireyin aidiyeti sağlanmalıdır. Bağımlılara sormadan gerçekleştirilecek rehabilitasyon her vakit eksik kalacaktır” sözlerini kullandı.
