Fenerbahçe Yüksek Divan Heyeti Toplantısı, Kalamış Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenleniyor.
Gündem unsurlarının oylanmasıyla başlayan toplantıda birinci konuşmayı Fenerbahçe Yüksek Divan Konseyi Lideri Uğur Dündar yaptı.
“İSMİM KARALANMAYA ÇALIŞILIYOR”
Kendisinin siyasi kişilik olduğuna yönelik yapılan tenkitlere cevap vererek, “İnsanlar doğacakları coğrafyayı, cinsiyetlerini, ırklarını, ebeveynlerini kendileri seçemezler. Hatta eğitim alacakları eğitimler bile şartlara bağlı olacakları için arkadaşlıklar da daraltılmış tercihlerin sonucudur. Lakin taraftarları oldukları ekipler ekseriyetle bir zaruret değil, bir tercih problemidir. Çocukluğundan itibaren kimisi rengini sever, kimisi yıldız bir futbolcusunu sever, böylelikle o gruba istekli bir taraftar olur. Bana gelince; ben Fenerbahçe’nin bağımsızlık ruhunu sevdim. İstanbul işgal haldeyken, kulüp binasında önündeki kayıkhaneden siyah sevkiyatı yapan yurtseverliğini ve azmini sevdim. Boyun eğmeyen karakterini ve direncini sevdim. Ben Fenerbahçe’nin milletimize umut aşılamak için canını dişine katıp General Harrington kupasını sevdim. Yıldırım Orduları Kumandanı Mustafa Kemal’in kulüp hatıra defterine bıraktığı bir çift mavi gözü sevdim. Topluluğumuzu sırf tesislerden, binalardan, fikstürlerden ve skorlardan ibaret görenlerin ulu Fenerbahçe’yi günlük işlerine alet etmeye çalışanları benim siyasi bir kişilik olduğumu argüman ediyor. Bu argüman kullanılarak, milletimizin hafızalarında yer edinmiş ismim karalanmaya çalışılıyor” sözlerini kullandı.
“BEN SİYASİ BİR KİŞİLİK DEĞİLİM”
Haziran ayında yapılan toplantıda istifa ettikten sonra kararını değiştiren Dündar, o gün yaptığı açıklamaya da açıklık getirerek, şunları söyledi:
“Bu atak bugünün sorunu değildir, yakın tarihi bilen her Fenerbahçeli bu düzeneğin nerede kurulduğunu, taşın nereden geldiğini çok güzel bilir. Fenerbahçe’nin ruhu, tıpkı Türkiye Cumhuriyeti’nin olduğu üzere boyunduruğa uygun değildir; olmamıştır ve hiçbir vakit da olmayacaktır. Ben siyasi bir kişilik değilim, hiçbir siyasi partiye üyeliğim yok. Milletvekili ve belediye lideri olmayı hiç düşünmedim. Türkiye’de objektif haberciliğin kurulmasına katkı sağlamış yıllardır yapılan tüm anketlerde en muteber kişi seçilmiş, halkımızın teveccühünü kazanmış Uğur Dündar’ım. Bakanlığa, Başbakanlığa tahminen de Cumhurbaşkanlığına kapı aralayacak her türlü siyasi teklifi reddetmiş, halkın gerçekleri öğrenmesi için baş koyduğu o meşakkatli yolda yılmadan yürümüş Uğur Dündar’ım. Yeri geldiğinde iktidarı da muhalefeti de eleştirmiş, kimin imzasına bakmadan yapılan tüm hoş şeyleri alkışlarım. Zira diğer bir Türkiye olmadığına yürekten inanırım. Olağan Mali Genel Kurulu’nda çıkarılan kimi kasıtlı hadiseler, hepinizin malumu. Beni Olağan Mali Genel Şura seçmedi. Beni ömrünü Fenerbahçe ruhunu içselleştirmiş, bu uğurda bedeller ödemiş Yüksek Divan Kurulu’nun bilge üyeleri seçti. Verilecek bir hesap varsa, buradan sizlere veririm. Benim ve Liderimiz Ali Koç’un Divan Toplantısı’na katıldığı halde can güvenliğimiz sağlanamayacağı söylendi. Mücadeleci ruhuna, azmine, kararlığına ve hamasetine, geçmişte ki o kumpas günlerine karşın şahsen şahit olduğum liderin da bir açıklaması olacaktır ancak ben kendi adıma şunları söyleyebilirim; ben o kelamların süreksiz bir rahatsızlık nedeniyle istem dışı söylendiğine amacını aşan tabirler olduğuna, sürç-i lisan olduğuna inanmak istiyorum. Her gecenin bir sabahı olmayacağını en yeterli bilenlerden biriyim. Hayatı mafyalarla, umut tacirleriyle, mevt çeteleriyle, hırsızlarla, hortumcularla geçmiş, tehdit edilmiş, ceket altından tabanca kabzası gösterilmiş, ismi onurlu ömürle anılmış Uğur Dündar; canı Allah’a borcu olan, emanetini almak isteyen o baba yiğit neredeyse çıksın gelsin, ben buradayım, hodri meydan bekliyorum. Beni seçerek Yüksek Divan Şurası Lideri seçtiğiniz için teşekkür ediyorum. Her seferinde güçlü bir aile olduğumuzu hatırlattınız, hepinize teşekkür ediyorum.”
