İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, hava sıcaklığında yaşanan ağır artışın bedende da belli değişimleri beraberinde getirdiğini belirtti.
Bayram, “Metabolizma, artan beden ısısını terleme ile istikrarda tutmaya çalışsa da çok sıcak havalarda kâfi olamıyor. Artan beden ısısı da başta beyin olmak üzere öbür hayati değere sahip organlara olumsuz istikamette tesir ediyor. Tüketilen besinlere epey dikkat edilmesi gerekiyor. Bilhassa kronik hastalığı bulunanlar, yüksek sıcak havalarda beslenmelerine daha çok dikkat etmeli” diye konuştu.
SU TÜKETİMİNDE ZORLANAN BİREYLER İÇİN TEKLİFLER
Sıvının bedenin olmazsa olmazı olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Bayram, şu sözleri kullandı:
“Özellikle yaz aylarında daha da kıymetli hâle gelen sıvı desteği, hayati bir değere sahip. Terleme ile bedende sıvı, mineral ve elektrolit kaybı görülüyor. Sıvı ve mineral kaybını önlemek için günde en az 2-2,5 litre su içilmeli. Su içmek için susamayı beklemeyin. Su tüketiminde zorlanan bireyler de su içimini kolay hale getirmek için suyun içine taze meyve modülleri, nane, limon, zencefil, salatalık üzere yiyecekler ekleyebilirler. Soğuk bitki çayları, konut üretimi limonata, ayran, kefir ve maden suyu da sıvı tüketimini artırmaya yardımcı olabilir. Kahve, çay ve gazlı içecekler su tüketme eğilimini azalttığı için, bedende sıvı kaybının yerine geçmeyecekleri unutulmamalı. Kâfi sıvı tüketiminin olup olmadığı idrar renginden anlaşılabilir. Şayet, idrar rengi renksize yakınsa sıvı alımı kafidir ama koyu sarı ise sıvı alımı yetersizdir, dikkat edilmesi gerekir.”
“SEBZE, MEYVE VE TAM TAHILLI YİYECEKLER TÜKETİLMELİDİR”
Vitamin, mineral ve su içeriği yüksek zerzevat ve meyvelerin tüketiminin sıcak havalarda büyük değer taşıdığını tabir eden Dr. Öğr. Üyesi Bayram, şunları kaydetti:
“Meyvenin fruktoz içerdiğinin unutulmaması gerekiyor ve çoka kaçılması hâlinde olumsuz sonuçlar doğurabilir. Sıcak havalarda çok yağlı, baharatlı ve şekerli besinlerden katiyen uzak durulmalı. Kızartmalar, çok yağlı besinler ve sakatatlar yerine ızgara, haşlama ve buğulama halinde yapılan yağsız etler tercih edilmeli. Balığın da haftada asgarî 2 defa tüketilmesine ihtimam gösterilmeli. Çok baharatlı yiyecekler bağırsak hareketlerini artırabilir ve bedende sıvı kaybına yol açabilir. Bunların yerine sıvı, vitamin ve mineral açısından güçlü zerzevat, meyve ve tam tahıllı yiyecekler tüketilmelidir. Hem sıhhati hem de çevreyi olumlu istikamette etkilediği kanıtlanmış Akdeniz tipi beslenme buna en hoş örnek.”
Akşam yemeği saatinin çok geçe bırakılmaması, mümkünse en geç 20:00 üzere yenmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Bayram, uyumadan 2-3 saat öncesinde minik bir orta öğünle günün bitirebileceğini belirtti.
“TÜKETİLECEK BESİNLER GÜNEŞTE UZUN MÜDDET BEKLETİLMEMELİ”
Gıda güvenliğinin bilhassa sıcak günlerde daha da değerli bir hâle geldiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Bayram, “Sıcak havalarda bilhassa et ve et eserleri, tavuk, balık, yumurta, süt ve süt eserleri içeren yiyecekler daha çabuk bozulmakta ve besin zehirlenmelerine yol açabilmekte. Tüketilirken muhakkak dikkat edilmesi gerekiyor. Zerzevat ve meyveler güzelce yıkanmalı. Ayrıyeten, pak olmayan su kullanımı ve bu sularda yıkanan zerzevat ve meyvelerin tüketilmesi ishale yol açabilir. Tüketilecek besinlerin güneşte uzun müddet bekletilmemesine de dikkat edilmelidir” dedi.
