Harbin Tıp Üniversitesi Dr. Wu Lien Bilim Vakfı (WLD-QN1106, FW) tarafından desteklenen ve yalnızlıkla ilgili son 20 yıldır 20 ülkede yapılan çalışmaların derlendiği araştırma, insan davranışlarını inceleyen Nature Human Behavior mecmuasında 19 Haziran’da yayımlandı.
‘Sosyal izolasyon, yalnızlık ve vefatla ilgili 90 kohort çalışmasının sistematik bir incelemesi ve meta-analizi’ başlıklı araştırmada, yalnızlık ve toplumsal izolasyonun vefat riskine, hastalıklara ve insan sıhhatine ne derece tesir ettiği incelendi.
Araştırmaya 2 milyon 205 bin 199 kişiyi içeren toplam 90 prospektif kohort çalışması dahil edildi. Bu çalışmaların 29’u ABD, 61’i İngiltere, Japonya, Kore, Finlandiya üzere öteki gelişmiş ülkelerde gerçekleştirildi.
YALNIZLIK VEFATLA İLİŞKİLİ
Sonuç olarak, genel popülasyonda hem toplumsal izolasyonun hem de yalnızlığın, tüm nedenlere bağlı artan vefat riski ile kıymetli ölçüde bağlantılı olduğu ortaya çıktı.
Konuyla ilgili değerlendirilmelerde bulunan Psikiyatrist ve Psikoterapist Dr. Semiha Tufan, “Araştırma; insan toplumdan, bireylerden ne kadar izole ve yalnızsa genel sıhhatinin o kadar olumsuz etkilendiğini bize söylüyor” dedi.
“İNSAN KENDİNİ NE KADAR YALNIZLAŞTIRIYORSA GENEL SIHHATİ O KADAR OLUMSUZ ETKİLENİYOR”
Araştırmanın sonuçları ile ilgili bilgi veren Psikiyatrist ve Psikoterapist Dr. Semiha Tufan, şöyle konuştu:
“İnsan, yapısı itibariyle toplumsal bir varlık olduğu için ona en güzel gelen şey hoş münasebetlerdir. İlgi olmadan hayatını manalı kılamamasından ötürü genel sıhhati da bağlantılardan etkilenir. Çalışmanın sonuçlarına baktığımız vakit, hayatta bize en güzel gelen şeyin toplumsal takviye ve düzgün bağlantılar kurmak olduğunu görebiliriz. Araştırma; insan toplumdan, bireylerden kendisini ne kadar izole ettiyse ve yalnızlaştırmışsa genel sıhhatinin bundan o kadar olumsuz etkilendiğini bize söylüyor.
Meta tahlilini incelediğimiz vakit insanın bu durumdan hayli yüksek düzeylerde etkilendiğini görüyoruz. Örneğin, çalışmada yalnız ve toplumsal izolasyonu yüksek olan bireylerde kardiyovasküler hastalıklardan mevt risklerinin yüzde 25-30 civarında arttığı, felçden vefat riskinin de yüzde 25-30 civarında yükseldiği hatta vefat oranlarının yalnızlık çeken bireylerde yüzde 14 civarında arttığı, toplumsal izolasyon da ise bu oranın daha da yükselerek yüzde 30’lara çıktığı tespit edilmiş.”
“İNSAN, YALNIZLIĞI VE TOPLUMSAL İZOLASYONU ÇOK ÖNEMLİ BİR GERİLİM FAKTÖRÜ OLARAK ALGILIYOR”
İnsanı hayatta tutan ve hayatını manalı kılan en kıymetli faktörün düzgün ilgiler olduğunu vurgulayan Dr. Tufan, “Konuyla ilgili yapılan öteki çalışmalarda beşerde en çok gerilim yaratan durumun yakın ilgilerin düzgün ve sağlıklı olmaması halinin olduğu ortaya çıkmıştır. Toplumsal izolasyonun olması ve yakın ilgilerin sağlıklı olmaması, insanın aldığı dayanağı, bakımı azaltıyor ve gerilim faktörleriyle başa çıkmasını zorlaştırıyor. Münasebetiyle gerilim nedeniyle immün sistemi, hipofiz ve böbrek üstü bezinden salgılanan salgılar üzere birçok sistemde değişiklikler oluşuyor. Bu yüzden insan, yalnızlığı ve toplumsal izolasyonu çok önemli bir gerilim faktörü olarak algılıyor. Bütün bu hormonal değişikliklere bağlı olarak bedeninizde, beyninizde, immün sisteminizde önemli değişiklikler oluyor, bağışıklık sistemimiz baskılanıyor” diye konuştu.
“YALNIZLIK KANSERİ DE ETKİLİYOR”
Çalışmanın hastalıklarla olan etkileşimi paylaşan Dr. Tufan kelamlarına şöyle devam etti:
“Çalışmada ortaya çıkan sonuçlardan bir oburu de birçok kanser ya da immün sistemle ilgili hastalıkta yalnızlığın ve toplumsal izolasyonun tesiri olduğudur. Bilhassa bayanlarda, göğüs kanserinden vefatta artış bulunmuş; göğüs kanserine yakalanan bayanlar ne kadar yalnız ve toplumsal izole ise mevt oranlarının o kadar arttığı gözlemlenmiştir. Toplumsal izolasyonu ne kadar az, yalnızlaşmamış ve toplumsal takviyesi düzgünse de mevt oranlarının o kadar azaldığı tespit edilmiş. Zira insan doğduğu andan itibaren bir başkası ile var olan bir varlıktır. Memnunluk da bununla yakından bağlantılıdır. Örneğin Amerika’da yapılan öbür bir çalışmada ergenlik devrindeki gençleri incelemiş ve ‘gelecekte sizi ne memnun eder’ diye sorular sormuşlar. Kimisi ‘başarı’ kimisi ‘para’ demiş yahut benzeri yanıtlar vermişler. Araştırmada incelenen birebir gençleri 15-20 yıl sonra takip etmiş ve içlerinde en keyifli olanların uygun alakalar kuranlar olduğunu bulmuşlar.”
“RUHSAL DURUM HASTALIKLARA BAĞLI VEFAT ORANINI ÖNEMLİ HALDE ETKİLİYOR”
Çalışmadan da anlaşılacağı üzere insan hayatındaki en değerli şeylerden birinin toplumsal bağlarda düzgün bağlar kurabilmek olduğunu söyleyen Dr. Tufan, “Bu durum birebir vakitte genel sıhhat ve ruh sıhhatini da koruyan değerli bir etkendir. Ruh sıhhatiniz ve ilgileriniz düzgün olmayınca genel sıhhatiniz da âlâ olmuyor. Yalnızken alınamayan bakım, yeterli beslenememe, alkol ve sigara kullanımının artması üzere insanın kendi bakımıyla ilgili faktörler bütün bu vefat ya da hastalık oranlarını etkileyebiliyor. Bu nedenle mevzuyla ilgili ortaya koyulan daha fazla sayıda çalışma bilime katkıda bulunacaktır. Şu anda elimizde olan bilgilerde ise ruhsal durumun, yalnızlığın ve toplumsal izolasyonun, sıhhat durumunu ve hastalıklara bağlı vefat oranlarını hakikaten önemli manada etkilediğini açık bir halde ortaya koyuyor” halinde konuştu.
“YALNIZLIK GÜÇ, YANIMDA BİRİSİ VARMIŞ ÜZERE KENDİ KENDİME BİLE KONUŞUYORUM”
Yalnız yaşayan ve yalnızlığı sevmediğini belirten 51 yaşındaki Taner Demirtaş araştırmanın sonuçlarına ait konuşmasında, “Yalnız yaşamak çok sıkıntı; her işimi kendin yapıyor, yanımda birisi varmış üzere kendi kendime bile konuşuyorum” dedi.
Yalnızlıktan olabildiğince yakınan Demirtaş, son olarak insanlara seslenerek, “Yalnız yaşamayın; bekârsanız evlenin, annenize ve babanıza paha verin” dedi.
“BİRİLERİ İLE PAYLAŞIMDA BULUNMAK LAZIM”
Gömbe çiftinden Asena Gömbe yalnızlığı sevdiğini belirtirken Alper Gömbe yalnızlığı çok sevmediğini söyledi.
Kendi ile baş başa kalmayı sevdiğini belirten Asena Gömbe, “Muhtemelen yalnız beşerler, depresif olmaya biraz daha fazla müsait olduğu için mevt riskini depresiflik durumu tetikliyor olabilir” diye düşünürken Alper Gömbe ise “Hayat tek başına geçmiyor, kesinlikle bir hayat arkadaşı olması lazım. Yalnızlık sıkıntı, birileri ile paylaşımda bulunmak lazım. Bu yüzdün araştırma sonucuna katılıyorum” dedi.
“SOSYALLEŞTİKÇE DAHA KEYİFLİ OLDUĞUMUZ İÇİN SONUÇ BANA ÇOK MANTIKLI GELDİ”
Yalnızlığı vakit zaman sevdiğini belirten Emin Karabal ise araştırma sonucunun mantıklı olduğunu söyledi. Toplumsallaşmanın kendince tarifini da yapan Karabal, “Sosyalleştikçe daha memnun olduğumuz için sonuç bana çok mantıklı geldi. Bedenimizde o mutluluğa nazaran bir şeyler salgılanıyordur” diye konuştu.
